Cuma, Aralık 14

.: Mektup :.

Bu gece bütün hissiyatımı kapalı sandığın içindeki kara kaplı defter arasına koydum, tıpkı sakladığım ve kuruttuğum güllerim gibi şimdi kurutmaya çalıştığım duygularım var ardın sıra.
Bu gece bir masal anlattım kendime bir yanımda sen bir yanımda kızımın olduğu. Dalgalı saçlarına yıldız tozları sürdüm hiç aldırmadım üstelik yıldızların Kızgın bakışlarına.Ellerim yanmıyordu, herbiri kor alev yıldızlara dokunurken, içimdeki kor alev sendin sen yakıyordun içimi.
Bir masal anlattım bu gece kendime ucuz romanların baş kahramanlarıydık seninle ikimiz. bir tarafımız uçurum bir tarafımız can, ama mutluyduk , gülüyorduk, bazen kızıyorduk sonra sarılıyorduk. Bi tarafıma gülüşünü aldım diğer yanıma kızımı bu gece. Anltacak ne çok masalım varmış meğer. Oysa bir çırpıda yaşayıp bitirmiştik hayatı.Bu gece her gece olduğu gibi ağlamadım, sessizce oturdum senin oturduğun koltuğun köşesine. Bilirsin sigarayı bıraktım ama ciğerimin bir köşesini yaktım taa derinden. İçime çektim sensizliği. Sokakta bir küçük kediyi görüyor gözlerim, ağlamaklı oluyorum sırf kediyi bahane edip. Kızım geliyor yanıma ağlama diyor. Ağlamıyorum bakıyorum kızıma. Hadi baba!!! bir masal anlat diyor. Anlatamıyorum. Biliyorum başlarsam anlatmaya seni söyleyecek dillerim dolacak gözlerim sonra kızım diğer yanıma bakacak. Kıyamam ona bilirsin önce gözleri kızaracak boğazı düğüm düğüm olacak içimdeki acıyı hissedercesine elini kalbimin üzerin koyacak " üzülme baba annem burda" diyecek. Bak kızında biliyor orda olduğunu. Bir masal anlattım bu gece içinde sen olan. Yıldız tozlarından sim yaptım yanaklarına yağmurlarla ıslattım saçlarını bulutlarla örttüm üzerini. Uyandığında bir yanında kızım bir yanında Hasretten kavrulmuş bir beden bulacaksın. İçin yanacak belki.
Ağlama anne diyecek kızın. Ağlamayacaksın bilirim. Ağlamakk sana hiç yakışmıyor...

Hiç yorum yok: